HANS AİBERG'İN E-MAİL YAZILARIYLA SİYONİZMİN SİNSİ PLANI ve FETHULLAH GÜLEN'İN GERÇEK YÜZÜ:
Herzl deklare etti ve protokol olarak yemin edildi:
Arzı Mev’ud 7 ülke üzerinde Nil-Fırat arasında, Toros yayı ve bunun
kuzey doğusu olan “MURAT havzası=Aczmendi” ile güneyde Akabe ile
Basra hattı boyunca ÇİZİLMİŞTİR.
Bundan dönmenin HİÇBİR MÜMKÜNÜ YOKTUR. Bu yemindir ve sonuna kadar
ilerletilecektir.
Aynı yeminli protokolde, Türklerin ve Arapların bu havzadan
çıkarılmaları ve sadece “GOYİM” tabiatlı (Öküz de demektir)
Kürtlerin Yahudi ırkının ayak işlerini yapmaları için “Yudaik-
Kürdo” müstemlekesi kurulmasına imza atıldı. Bu protokol
ayrıca “Zero-n” denen gelecekteki torunlarına da YEMİNLİ olarak
iletildi.
Oynanan satrançta, Türk hakanlığının içinde bu unsur korundu.
Wilson’a göre bu unsur “Pontus+Ermenistan+Kürdistan” üçlüsü bir
federe devlet olmalıydı.
İnönü zaten bu planın bir Masonik parçasıydı ve “ABD
mandasını/mandate” HEMEN isteyiverdi. Yani Atatürk de aynı kafadan
olsaydı, bugün Doğu Karadeniz ile Van gölünü tamamen içine alan,
Ermenistan ile birleşik bir ERMENİ dominant, teba olarak da KÜRT
halklarını içeren bir ülke oluşturulacaktı.
Herzl, Ermeni unsurunu istemediğini baştan belli ettiği için,
Wilsan’un Ermeni devleti oluşmadı ve Sevres’de kurulmak
istenen “Kürdistan” da Kazım Karabekir ve Maraş, Urfa, Anteb
milislerince engellendi.
Misakı Milli içinde yer alan “Musul-Kerkük-Erbil-Süleymaniye”
dörtgeni için DAİMA SİYONİZMİN ABD ile yandaşı olan İngiltere
imparatorluğu, sözkonusu bölgeyi işgal etti.
Sinsice Kudüs yöresini “1948’de kurulacak olan” İsrail için
örgütlemeye ve ilk Yahudi göçmenleri oraya toplamaya başladı.
Petrolün değeri o zaman da çok iyi biliniyordu. İşgal ettiği Osmanlı
toprakları üzerinde “Arap aşiret şeyhlerine” göre SALTANATLAR
kurdurdu. Haşimi(Hişam) oğullarına ÜRDÜN’ü, Emeviye soyu olan
Suudilere (Toplam 12 Emevi kabilesinden en kalabalık olanı)
Arabistan’ı ve diğer “PETROL” hassas bölgelerine de (Birleşik Arap
Emirlikleri adıyla bilinen) sultanları atadı. Petrolü olmayan
bölgeleri (Aden/Hadramut, Yemen, Umman vb.) de diğer sultanlıklara
paylaştırdı.
Fransa’nın şiddetli itirazları üzerine ASIL IRAK’tan kopardığı
Suriye eyaletini ve Lübnan denen Hristiyan ağırlıklı devleti de bu
meyanda oluşturdu.
Cetveller kondu ve düzgün sınırlar çizildi. Arapların tamamı
Osmanlı ordusunu arkadan vurdu ve şehitlerin sayısı milyona ulaştı.
Ürdün ve Irak ile Suriye-Lübnan dörtlüsü “MÜSTAKBEL ARZI MEVUT İÇİNDE yer almak üzere kurulmuş, geçici devletlerdi. ZATEN
GEÇİCİLERDİR…
İngiliz müstemlekeciler sınırları oluştururken, uzanamadıkları
bölgelere doğru bilhassa “GOYİM” denen halkın geri ve miskin
olmalarından yararlanarak, Türk Misakı Millisini Lasuanne’a
götürmemek için “ŞEYH” isyanları tertiplediler.
Bu kuzeyli 17 kadar şeyhlerin tamamı KÜRT(Goyim) idi.
Bunların bir kısmını artık tanıyorsunuz (Yahudi Barzan’lar, Yahudi-
kurdo Saddam vb.Saddam Kürt ve Türkmenlere yapılan tüm
saldırılarında ASLA VE ASLA YAHUDİ MALLARINA DOKUNMAMIŞ ve onları BUGÜNE KADAR KORUMUŞ idi. Oysa onu Antisiyonist, İsrail düşmanı diye tanıyorsunuz
)))
17 KÜRT (Goyim) Aşiret şeyhlikleri oluşturulurken, ana fikir tıpkı
güneydeki gibi SALTANAT devletçikleri kurmaktı. Bunların kimi açık
kimi de gizliydi (Tarafsız bölge devleti, İran’a bırakılon Şii Arap-
Khuzistan devleti vb.)
Bu 17 şeyhliklerden Üçü de Atatürk önderliğindeki TBMM hükümeti topraklarındaydı.
1. Kürt milliyetçiliği-ki şoven aşiretlerin şeyhleri- (Bugün
Hadep-Kadek, PKK vb. diye anlatılan devletçikler)
2. Kürt milliyetçiliği YANINDA SÜNNİ MEZHEB adı altında DİNSEL
MİLLİYETÇİLİK dümeni yaratıldı. (Şeyh Saidi Kürdi) Burada
amaç “KAFİR (!) MUSTAFA KEMAL’E ALTERNATİF DEVLET” idi.
3. Türklerden yandaş bulunması için “Şeyh Saidi Kürdi-2 veya
Saidi Nursi önderliğindeki SİNSİ ve UZUUUN HAREKET! Saidi Kürdi- Nursi’nin de diğerleri gibi ASIL AMACI, Kerkük ile
aramızda “İSYAN”ları meşrulaştırarak, Türkiye’den koparma
tiynetsizliğiydi.
Böylece üç hareketten birincisi başarılı oldu: Zap suyundan Celal
Talebani topraklarına kadar olan Misakı Milli toprakları “Irak”a
bırakıldı ve Kürt isyanları “MEŞRU” sayıldı. Bu belgeyle Lausanne’a
gidildi.
Buna rağmen Karabekir ve Çakmak ile yapılan kurmay
toplantıda “Kerkük’den vazgeçilmeyeceği” karara bağlandı.
Saidi Kürdi’nin Kürdistan ayaklanması bastırıldığında,
Türkiye’nin “Soykırımcı” olduğu da tescil edilmişti. Lausanne’da bu
gizli gündem veya gizli müeyyide kapalı kapılar arkasında Türk
heyetine dayatıldı.
Üstelik bundan sonraki KÜRT ŞEYHLERİNE iyi muamele yapılması ve
Türkiye BMM’sinde kendilerine “Milletvekilliği” hakkı verilmesi
şart koşuldu.
Atatürk mozayığımızı biliyordu. Kürt Said(Nursi)i meclise çağırdı.
Ama Kürt Said’in tavrı şuydu:
“Ben Kürdistan’ı TÜRK zındık cumhuriyeti içinde düşünmem bile…”
İngilizler ile işbirliği saptandı. (Karabekir anıları)
Tutuklandı. Ve tutuklandığı hücrede kendisine bugün “Nur Külliyatı”
diye bilinen ASLI KÜRT ŞEYHLERİNİN güdümündeki “Sözde alimlerin hazırladığı” risaletler (adları hiç değiştirilmeden Lem’a=Şualar
gibi) gönderildi.
Hitler’in Mein Kampf yapıtı da HAPİSHANEDE yazılmıştı.
Atatürk’ün NUTUK yapıtı da “Dolmabahçe’de hiç dışarı çıkmayarak
hazırladığı bir eserdir.
Aynısını Saidi Kürdi de yaptı.
Fakat bir iki özgün laf ve dipnot dışında tamamı BAŞKALARININ
eseridir. Risalei Nur BİR KOPYADIR ve edebi ya da bilimsel olarak
beş para etmez bir kopyadır.
Amacı KÜRT bilincindeki bir TARİKATTEN başka bir şey değildir.
Bu tarikat 8’e bölünmüştür ve bunların dördü günümüzde geçerlidir.
1. NEV ASYA (Yeni Asya, Yeni Anadolu) Tarikatı: Amacı İsrail
suyu olarak öngörülen MURAT/GAP havzasını KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİ altında tutmak. Günü gelince GOYİM olmak üzere Büyük Arzı Mev’ud’a teslim etmek. Bu tarikata son 25 yıl itibariyle Türk alınmıştır. Ama aslı astarı ŞEYH MEHMET KUTLULAR’IN komutasında olmak üzere oluşturulmuştur.
2. NEV ASYA’nın eyaletlerinden biri olan ve ASIL KÜRDİSTAN
(ACZMENDİYE) ile birleşmek amacıyla kurulan ACZMENDİLİK denemesi de Saidi Kürdi’nin vasiyetindendir. Cübbesi, sarığı ve kalın sopasına kadar “KİTABINDA” sayılmıştır. Ancak beklenen patlamayı
yapamamıştır.
3. 1950’lerde ortaya çıkarılan SAİDİ KÜRDİLİK (Şimdiki adıyla
Süleymancılık) da bir TARİKATTIR ve Takıyyeyi doğru bulmadıkları
için TARİKAT olarak ortaya çıkmışlardır. Tüm dış istihbaratlar
bunları desteklemişlerdir. Ancak bu üçünün kitlelere yaygın
olamayışı yüzünden “Fethullahçılığı” kayda değer bulmuşlardır. Çünkü
Türklerin KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİNİ desteklemedikleri ortaya çıkmıştır.
4. Fethulahçılık başlangıçta “Abdullah Öcalan” gibi “Saf ve
bireysel gösterilmiştir. Fethullah Gülen de “Kürtçülükten rahatsız
olduğu” bahanesiyle diğer hempalarından ayrılmıştır.
Ancak Londra G Cemiyeti şu saptamalara yer vermiştir:
a- Türk ve Kürt etnikler geniş ölçüde birbirlerine
karışmışlardır. Kimi de melezdir veya yansızdır. Yanlı olanlar
arasında Kürt-Türk sorunu oluşturulması ve karşı karşıya
getirilmesi. (Apo’nun varlığının nedenidir)
b- Kürtlerin Türkiye’yi pasif asimile olarak ele geçirme planı:
Aa Türkiye’deki türk nüfusun “doğum kontrolüne özendirilmesine
karşın” Kürt nüfusun sınırsız artırılması için çalışmaların TC
hükümetlerine mas ettirilmesi.
Bb Gecekondu ve kaçak yapılar aracılığıyla Kürtlerin büyük kentlere
kaydırılması. Pilot bölge olan Diyarbakır başarılınca, bu kez
İstanbul’da yeni ve kalabalık ilçeler oluşturulması planına
geçilmiştir. Bugün İstanbul Dünyanın en büyük Kürt Kentidir. İkinci
olarak Diyarbakır ve Üçüncü olarak da Süleymaniye sıralarını
almışlardır.
Türkiye’de “Kürtlük” böylece tescil ettirilmiştir.
Cc Apo’dan önceki dönemde, bizzat Siyonizm güdümlü süper devletler
ve istihbaratlarınca büyük bir karapara akışıyla ve özellikle
SAHİLLERDEKİ ya da Turistik ve eğlence dinlence alanlarındaki tüm
ihalelere el altından para verilmiştir ve sahipleri kürt asıllı
olarak TESCİL edilmiştir.
Üç yanı deniz olan Türkiye’de istediğiniz yere gidiniz ve bir bardak çay içiniz. Biraz muhabbeti deşiniz “Arkada Kürt patronları” göreceksiniz. İstanbul’un göbeğindeki çaybahçeleri bile İSTİSNASIZ kürt karaparacılarının elindedir. Hatta Ülkücü Mafyası da kendilerinin ORTAKLARIDIR. Çünkü burada yapılan “Birlikte ORTAK uyuşturucu kaçakçılığıdır, menfaatler birleşmiştir” artık… (Tecrübe konuşuyor)
Dd-Türkiye’de KADROLARIN ele geçirilmesi taşaronu ise FETHULLAH GÜLEN’E verilmiştir. Tescilli Bilderberg üyesi yani İPEK CÜBBESİ ile Gülen, tüm idari kadroları (Vali, kaymakam, Emniyet Müdürlükleri, Hakimler vb.) ve stratejik zirveleri (Harb okulları, finans kuruluşları, basın-yayın vb.) eline geçirmek için “Masum Işık evlerinden başlayarak, dersaneciliğe, buradan da kolej ve Üniversitelere kadar büyük bir ağ oluşturmuştur. Amacı (Kendi ağzından naklediyorum: “Tedbir(Takıyye) ile 3 kuşak boyunca bu
kadroları yerleştirip, GİZLİ ŞERİAT İHTİLALİ yapmaktır.”
Fethullah Gülen “Bilderberg yemini” yaparken, kendisine sunulan TEK KİTAP olan TALMUD’dan başkasına yemin edemez. Sadece onların verdiği KAFTANI giyebilir.
Ve şimdi o BİLDERBERG yuvasındadır.
EN ALTTAN ÜSTE SİYONİST YAPILANMA:
1. Altta LİONSLAR (Mahalle komiteleri vb. Genç Leo (Lioness) kızlar ve genç Leon erkekler)
2. Bunun üstünde Rotaryenler.
3. Bunun üstünde Carbonary ve Masonnry (Farmasonlar)
4. Bunun üzerinde yani alttakilere emir verme yetkisine sahip
BİLDENBERG GROUP (Fethullah bunların içinde. Mason olacak kadar küçülmedi)
5. Siyonizm kuruluşları (Bunlar sadece Yahudilerdir. Diğer alt sınıflar ise "Yerli uşak"lardır. (Goyim)
Fethullah Gülen Siyonizmin bir alt kuruluşlarından olan
Bilderberg'in (Ecevit ve Yılmaz ile birlikte) üç YÜKSEK üyesinden biridir. ABD'ye ömürboyu transferi yapılmıştır.
Eğer Türkiye “Şii” devlet olsaydı, ÇOĞUNLUK gereği bu DİN TİCARETİNİ şia üzerine sergileyecekti. Çoğunluğa uyarak “Sünniliği” takıyye edinmiştir. Onun mezhepçiliği de sahtedir. Çünkü Şii
ülkelerde “Şiilik ağırlıklı özel okullar” kurmuştur. Hatta orada “genelde Sünniliğin tekelinde olduğu için ” o okullarda HADİS bile okutulmamaktadır.
Yatılı bölümlerdeki Atatürk büstü “Yüzüne tükürülmek” için
konmuştur. Atatürk’ün adı ise KÖR DECCAL’dir. Okullarındaki Türk bayrağının öteki adı ise “Defiu Haced bezidir” (Tuvalet kağıdı)
Bunları BİLE BİLE tüm hükümetler “OY POTANSİYELİ HESABI” tüm zamanlarda ve her partiden (DSP’li Hüsamettin Özkan’ı anımsayınız,
Baykal’ın kurmay listesindeki nurcuları ve DYP’nin Tantan gibi nurcularını anımsayınız)
Harbokulları için “Süpe minili degaje Nurcu sosyetik kızlar ve
mankenler eğitilmiştir. Amaç onları “Harbokulu öğrenci veya
mezunlarıyla evlendirmek”tir.
Matahariler bununla da kalmamıştır. Hiç evlenmemiş olduğunu iddia
eden tüm nurcuların zinacı zevk malzemesi olmuşlardır. (Kurmayların
imtiyazıdır bu, öğrencilere ise harem selamlık yaparlar)
***
Belçika Bilderberg ise kendine bağlı olan diğer Bilderberg'lere EMREDİYOR:
1. Fethullah Gülen'i HALİFE derecesinde ve türk seçimlerinde oy belirleyici güç yapmak için ardına kadar güç verilecektir. Fethullah Gülen'in BİLDERBERG'li olduğuna ilişkin ipekli Breech'ini (Hakim, savcı, Avukat, öğretim üyesi, öğrenci mezuniyet kıyafeti, eski Haham cübbesi olan) KAFTANINI giymesi davasına olan sadakatini ŞEKLEN gösterecektir. Bu muvacehe içinde adı anılan üyemiz, ABD yurttaşı olarak ihdas edilecektir." (Türkeş'in elindeki orijinallerden okuduklarımı naklediyorum. Bunlar şu anda Ya oğul Tuğrul ya da eşleri Seval'de olabilir. Türkeş "BUNLAR NE YAPMAK İSTİYORLAR?" diye sormuştu da
2. AYDIN DOĞAN'I ÖNEMLİ KILINIZ, arkasında KOÇ'un olduğu saklanmalıdır. (Türkeş IR zarfında üçüncü belge.)
3. YENİ ÜYEMİZ TURGUT&MESUT'u da...
4. (Dönemin) BAŞBAKAN(ı) Mr. Buelend Acevit'i (Böyle yazıyordu, ben yanlış yazmadım) Avrupa topluluğuna girmeye engel olması için ...............
(Bürokratik açmaz ve çıkmazlardanh oluşmuş 46 sayfa)
.......
(Türkiye İşbankası yönetim kurulu başkanı......
Murahhas üye Rachel (Roxanne, Rahşan)....
SONUÇ: Türkiye AB. girmedi ve şimdi de 20 yıl sonrda girmeyi
düşünüyor.
Ecevit, ileride, AB'nin Kıbrıs dolayısıyla Yunan üslerinden
Constantinopolis'e dek işgfal edileceğini de biliyordu.
Eğer AB'ye girseydi bu olmayacaktı. Ama girmemizi Ecevit engellemiştir ve Yunan ordusuna yani Batı Avrupa birliği kollektif ordusuna davetiye çıkarmıştır.
Siyasi boyutlar bir yana dursun, ekonomik boyutlar olarak da, KOÇ'un
(Sabancı o dönem zayıftı) tek ekonomik güç olması Türkiye'de
corporation biçiminde tekelleşmesi ve Dünya Ekonomi imparatorları
soydaşlarınız ile Chartelleşmesini kamufle etmek için, adları pek
duyulmayan, Gülen-Kutlular, Yılmaz Kardeşler ve adı hiç duyulmayan
AYDIN DOĞAN diye birine GÜÇ verdiği artık deşifredir.
(Bunun altında minik burjuvalar olan İhlas, Al Baraqa=Faisal Finance
vb. gibi sömürgecilere de destek vermiştir. SİNEKTEN YAĞ ÇIKARMAK bir türk değil, enternasyonal Yahudi özdeyişidir. Tevrat'taki adıyla Kralların memelerinden süt emmek!)
Yahudi elbette , uyuşturucu, porno, moda-marka, SİNEMA ve BASIN
endüstrilerini tekelleştirmiş ve kendi egemenliği altına sokmuştur.
CNN gibi CNN Milliyet'e franchaise verdi, logo sattı!
DEMİREL gibi AYLDIN DOĞAN da sadece bir gün içinde birden meşhur oldular.
Milliyet, Hürriyet vb. satın alındı. CNN Türk (İsme bakın isme! Bu kadar da Cartel belli edilmez ki! Pes doğrusu!)
Doğan Grubu daha bir çok gazete çıkardı.